Yediğimiz içtiğimiz her şeyin yapay,hormonlu olduğu bu günlerde artık insanlar da bilinçlendi ve tekrar özümüze, doğaya dönmeye başladık.Her hasta olduğumuzda ilaç kullanmak yerine soluğu artık aktarlarda alıyoruz.Önceden meyvenin sebzenin kusursuz görüneni makbulken şimdi organik pazarlarda eciş bücüş kurtlu ürünlere 3 kat para ödemeyi göze alıyoruz.Neleri yemeli neleri yememeliyiz diye düşünürken gördük ki doktorlarında en az bizim kadar kafası karışık.Biri çıkıp "yumurta yemeyin " derken öbürü " günde 3 tane yiyin " diyor.Biri çıkıp "yağlardan uzak durun" diyor öbürü" kaşık kaşık tereyağ" yiyin...Artık doktorların önceliği insan sağlığı değil para olmuş, öyle ki çıkıp çok rahat bir şekilde hazır çorba reklamlarında oynayıp içinde bir sürü katkı maddesi olan bu ürünleri doğal! gösterebiliyorlar.Bize de bu durumda kendi sağlımızı kendimiz düşünmek kalıyor.Ben elimden geldiğince her şeyin doğalını bulmaya çalışıyorum.Sebze meyveyi marketten almak yerine pazara gidiyorum.Konserveler,paketli ürünler,dolapta 2 hafta durmasına rağmen bozulmayan hazır sütler,margarinler kullanmıyorum.Tereyağımı bile çok zahmetli olmasına rağmen kendim yapıyorum.Bu doğal beslenme merakımdan şifalı bitkiler de nasibini aldı.Bu yazımda da size fesleğenden bahsetmek istiyorum.
Fesleğen hem kendisine hem de kokusuna hayran olduğum bitkilerdendir.Çorbalara,domates soslarına,yeşil salatalara,kuzu veya dana etlerine çok yakışıyor.Burda dikkat etmeniz gereken tek nokta ise eğer sıcak yemeklerle kullanacaksanız yemekle beraber pişirmeyin.Yemeğin altını södürdükten sonra fesleğeni koyun.Çünkü yüksek ısıda o güzelim kokusundan eser kalmıyor.Gel gelelim bu şahane bitkinin faydalarına
.Kalp sağlığına,ödemlere,DNA hasarına iyi gelen bu bitki gündelik stresle bile savaşıyormuş.Antioksidan,K vitamini ve besin değeri açısından çok zengin olan fesleğen aynı zamanda bağırsak hastalıklarına da iyi geliyormuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder